Çalışan Kadın ve Stres

Sigmund Freud, ruh sağlığını “sevmek ve çalışmak” olarak iki sözcükle ifade etmiştir. Neden çalışıyoruz? Gerçekten istediğimiz (özsaygı) için mi? Parasal sorunlar için mi?

Çoğunlukla her iki sebebin yan yana olmasından.

Birçok iş alanında çalışan o kadar çok kadın vardır ki bunların karşılaştıkları sorunlarla genelleme yapmak imkansızdır. Ancak büyük çoğunluğunun ortak nedeni STRES. Katlanmak zorunda olduğumuz aşırı STRES. Genel müdürün de, eve temizliğe gelen kadının da karşılaştıkları farklı olabilir ama ortaya çıkan stres ve belirtileri aynıdır.

En önemli nedenleri:

  1. Yaşantımızı düzene sokmama
  2. İşbirliği yapmama
  3. Kendimize zaman ayırmamak
  4. İşe dönme
  5. Suçluluk duymak
  6. Çalışma ortamı
  7. Evden uzakta çalışmak
  8. Araba kullanmak

YAŞANTINIZI DÜZENE SOKMAK: Evi ve işi bir arada götürmenin belli düzeni olmalıdır. Hiç kimse yaşantısını sıkıcı programlar listesiyle doldurmak istemez ama kendimizi yaşantımızı gözden geçirdikten sonra karşılaştığımız problemler için hazırlayabiliriz. Bu tür sıkıntılar bekarken de evliyken de çocuklarla da ortaya çıkar. Bekar yaşayan bir kadın bir tesisatçı gerektiğinde, mobilya almak gerektiğinde işin ustasını bulmak zorundadır. Yeterince paramız varsa bunu birileri bizim adımıza üstlenebilir. Yine de sorumluluk bizdedir. Bazen bir başkasını kontrol de sorumluluklar getirir.

Çalışan annenin karşılaştığı çocuğunun hastalanması, kreş, okul… Bu durumda anne belli bir süre izin alır ya da görevini paylaşacağı insanlar bulur (eş, arkadaş, aile büyükleri…). Evde kalmayı tercih ederseniz işsizliği de tercih etmiş olursunuz. İşe gitmeyi tercih ederseniz de “kötü anne” sendromuyla suçluluk duyarsınız.

Biraz düşünelim!

  1. Acil durum planları yapalım
  2. Sorunu tanımlayalım
  3. İletişim kuralım(iş yeriyle,aile büyükleriyle,kreş-okulla)
  4. Kriz (acil) durumu ortadan kalkınca da oturup durumu değerlendirelim.Yeni ayarlamalar yapalım.

İŞBİRLİĞİ YAPMAK: Tek başımıza yaşamıyoruz. İnsan olmanın en önemli özelliği mesaj verebilmek yani iletişim kurabilmek. Bu konuda diğer kültürler göre daha şanslıyız çünkü ailevi değerlerimiz daha kuvvetli. Kendimizi doğru ifade etmekten kaçınmayalım.

KENDİMİZE ZAMAN AYIRMAK: Suçluluk hissetmeden kendinize günde 15 dakika ayırın. Spor yapın, müzik dinleyin.

İŞE DÖNME: Özgüvenin iyice azalmasına bağlı olarak yeteneğimizin altında işlere başvururuz. Çocuklarınızı yetiştirmek adına evde oturduysanız bir beceri daha kazanmışsınızdır. Emeğinizi ucuza satmayın.

SUÇLULUK DUYMA: Kadın belki de işte geçirdiği zamandan dolayı evini ihmal ettiğini düşünmektedir ama hiçbir mezar taşında en iyi anne,en iyi aşçı yazdığını gördünüz mü?

ÇALIŞMA ORTAMI: Eşitliğe dayanan çalışma ortamlarında kadınlar kendini daha rahat hisseder ve performansını yansıtır.

ARABA KULLANMAK:

  • Araca tam hakimiyet gereklidir,
  • Araba kullanırken cep telefonu kullanmayın
  • Arabanın içine dikkati dağıtacak süsler, sloganlar yapıştırmayın
  • Araba kullanırken kapıları kilitleyin
  • Arabanın arkasında acil durum kıyafetleri bulundurun (eşofman,şal,takı)
  • Arabanızı park ederken sağduyunuza kulak verin. Aydınlatılan bir yere, sokak lambasının olduğu yere park edin.
  • Kendinize güvenin. Başınızı dik tutun ve sağlam adım atın. (Her türlü saldırıya karşı yanınızda fazla mücevher,para taşımayın ve göz yaşartıcı sprey taşıyın)
  • Ve en önemlisi imdat yerine “yangın var” dediğinizde daha fazla insan dışarıya çıkar.

Psikolog Ayşegül Dağdeviren

Comments are closed.